İktidar giderek otoriterleşiyor

İNSAN Hakları Derneği’nin açıkladığı 2011 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu, Türkiye’de hak ihlallerinde artış olduğunu ortaya koydu. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, iktidarın birçok insan hakları düzenlemesi yapması gerektiğini belirterek, “İhlal raporumuz iktidarın giderek otoriterleştiğini ve bunun da yeni ihlallere kaynaklık ettiğini göstermektedir” dedi. Türkdoğan, 2011 yılı insan hakları ihlali bilançosunu açıkladığı toplantıda şunları söyledi:
Koruculuk kaldırılmalı
-  2011 yılında 5 kişi gözaltındayken hayatını kaybetti. Köy korucuları tarafından 3 kişi öldürüldü, 48 kişi yaralandı. 2010’da 2 kişiyi öldüren korucularla ilgili süren davadan beraat kararı çıkması korucuları adeta cesaretlendirdi. Mayın ve sahipsiz bomba patlaması sonucu 5’i çocuk olmak üzere 13 sivil öldü, 63 sivil yaralandı. 9 ilde sivil yerleşimlere yakın mayınlı araziler 2014’e kadar temizlenmesi gerekirken bu konuda hiçbir somut adım atılmadı.
Polis, asker intiharları�
-  2009 yılında hükümet tarafından kabul edilen Kürt sorununun çözümü için gerekli anayasal düzenlemelerin yapılmaması, şiddete dayalı çözümsüzlüğü derinleştirdi. 2010’da 244 olan silahlı çatışmalarda ölen kişi sayısının 338’e çıkması durumun giderek kötüleştiğini göstermektedir. Silahlı çatışmaların uzun yıllar sürdüğü böyle bir ortamda polis ve asker intiharlarında da belirgin bir artış gözlemlendi. 2011 yılında 43 şüpheli intihar vakası tespit edildi.
Kadına şiddette artış var
-  Kadına ve çocuğa yönelik yaşam hakkı ihlallerinde de artış gözlemlenmektedir. 2011’de şiddet yüzünden 175 kadın öldü, 322 kadın yaralandı. Şiddete bağlı intiharlarda ise 20 kadın hayatını kaybederken, 56 kadın yaralı olarak kurtuldu.
Önleme mekanizması
-  12 Eylül rejiminden kaynaklı ortam Türkiye’de cezasızlık politikası oluşturdu. 2009 yılında 707 olan işkence ve eziyet suçlarından yargılanan kişi sayısı, 2010 yılında 755’e çıktı. Buna karşın Adalet Bakanlığı’nın resmi verilerine göre kolluk kuvvetlerine karşı koyma diye adlandırılan kanun maddesinden 2009 yılında 22 bin 195 vatandaş yargılanırken, bu rakam 2010 yılında 15 bin 497 oldu. İşkence ve kötü muameleyle baş edilebilmesi için Seçmeli Protokol uyarınca bir yıl içerisinde Ulusal Önleme Mekanizması kurulması gerekmektedir. 2011 yılında 3 bin 252 kişi işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla başvurdu.
Aydınlara suçlamalar
-  6 bin 504 internet sitesinin erişimi engellendi. İfade özgürlüğü yasakları çok sayıda siyasetçi, sendikacı, insan hakları savunucusu, gazeteci, avukat, aydın ve yazarın, öğrenci ile belediye başkanının yasadışılıkla suçlanmalarına sebep oldu.
İşkence en üst seviyede
-  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi biber gazı kullanımının işkence ve kötü muamele yasağına aykırı olduğundan mahkûm etti. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in polisin gaz kullanımını teşvik edici açıklamaları, işkence ve kötü muamelenin en üst seviyede korunduğunu göstermektedir.
12 bin 635 kişiye gözaltı
-  2011 yılı sonu itibariyle 128 bin 604 olan tutuklu sayısı 2012 Şubat ayında 130 bin 167 oldu. Tutukluların 2 bin 100’ü çocuktur. Pozantı Cezaevi’nde çocuklara yönelik cinsel saldırılar yaşanması, tutukluluğun çocuklar açısından ağır sonuçlar doğurduğunu ortaya koydu. 2011 yılında 12 bin 685 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 2 bin 922’si tutuklandı. 2010’da 7 bin 100 gözaltı, 1599 tutuklama gerçekleşmişti. Halen cezaevlerinde 41 avukat, 11 insan hakları savunucusu, 91 gazeteci, 8 milletvekili ve 30 civarında belediye başkanı bulunuyor.
‘Ankara Kriterleri’
-  2011’de insan hakları açısından somut ve gözle görülür bir şekilde kötüleşmeler yaşandı. İktidar, 2010 yılında ‘Kopenhag Kriterleri’nden ‘Ankara Kriterleri’ne geçerek, polis devletini benimsedi. 2011 yılıyla birlikte giderek otoriterleşen ve baskıcı bir rejim kuran bir siyasal iktidarla karşı karşıya olduğumuzu belirtmek isteriz.